21 Ocak 2016 Perşembe

Loccitane Angelica Eksfoliasyon Jeli (Peeling)

Merhaba!

Cilt bakımı benim için önemli bir konu. Hemen hemen her gün makyaj yaptığım ve cildim oldukça yağlı olduğu için gece ve gündüz cildimi mutlaka temizlerim. Makyaj yapmadığım günlerde de bu rutini sürdürürüm. Çünkü cildimiz bütün gün her türlü kirli havaya, toza, bakteriye maruz kalıyor ve ben sadece su ile bu kirleri cildimden arındırabileceğimi düşünmüyorum.

Cilt bakım ürünlerimi genellikle belli aralıklarla değiştiriyorum. Memnun kalsam bile. Çünkü cildime ilk anda iyi gelen herhangi bir ürün zamanla ilk andaki etkisini kaybediyor. Sanırım ki cildim alışıyor ya da ben alışıyor ve ilk andaki etkiyi göremediğimi düşünmeye başlıyorum. Her ikisi de olabilir. Yani uzun lafın kısası sevdiğim ürünleri tekrar alıyorum ancak üst üste değil de belli aralıklarla. Cilt bakımı ürünlerimi başka bir yazda daha uzun anlatmayı düşünüyorum zaten.

Bugün sizlere memnun kalmadığım bir cilt bakım ürününden bahsedeceğim. Peelingler benim için olmazsa olmaz ürünlerden biri. Gerçi şu sıralar Beautypedia’yı okudukça bu fikrimi de sorgulamaya başladım. Bilmeyenler için Beautypedia, Paula Begoun’un her türlü kozmetik ürünü içerikleri açısından değerlendirdiği ve yorumladığı bir internet sitesi. Bu sitenin yanı sıra cilt bakımı ve kozmetik ürünlerin ne kadarının kandırmacadan ibaret olduğunu, içeriklerde nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlattığı kitapları da mevcut. Bu internet sitesi ve kitapların hepsi İngilizce. Eğer İngilizceniz yeterli ise okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Eğer İngilizceniz yeterli gelmiyorsa bana mail atarak yardım isteyebilirseniz, incelediğiniz ürünlerin yorumlarını sizin için tercüme etmeye çalışırım 

Neyse, birazcık uzattım ama özet olarak Beautypedia’ya göre aslında kullandığımız tanecikli peelinglerin cildimize hiçbir faydası yok. Ölü deriyi atma konusunda faydalı olmuyorlar aksine bakterilerin ve dolayısı ile sivilcelerin yüzümüze yayılmasını kolaylaştırıyorlar. Beautypedia’da önerilen şey Glikolik Asitli peeling çözeltilerinin kullanılarak cildi kimyasal olarak soymak. Bu konuyu da ayrıntılı bir şekilde konuşuruz sonra.

Evet ben her ne kadar bu bilgileri okumuş ve biliyor olsam da yine de psikolojik olarak tanecikli peelinglerden vazgeçemiyorum! İnce taneciklerin yüzüme verdiği masaj ve rahatlatma hissi hoşuma gidiyor. Ama açıkçası hiçbir peelingden de ultra bir fayda görmedim.

Yaklaşık 6 ay kadar önce peeling arayışlarındayken Loccitane mağazasına girdim ve Anjelika Peelingi satın aldım. Şu an bu ürünü tamamen bitirmiş durumdayım. Bu blog postunun fotoğrafları çekildikten sonra kendisi direkt çöp kutusuna gidececek.


Yani demem o ki ben bu peelingi altı aydır, haftada bir kere olmak üzere kullandım. Peeling açık yeşil renkli ve biraz köpüksü hafif bir yapıya sahip. İçinde küçük, şeffaf kürecikler bulunuyor. Bu küreciklerin doğal sakızdan yapıldığı yazıyor ürün açıklamasında. Kesinlikle çok hafif ve nazik bir peeling. Cildi hiç yormuyor ve kesinlikle tahriş etmiyor. Ama, bunların yanında da bence cildi pürüssüzleştirmek adına hiçbir işe yaramıyor! Peeling yapmışım, yapmamışım bence arada gözle görülebilecek yada hissedilebilecek hiç bir farklılık yok. Siyah noktalarım aynen duruyor. Belki çok çok hassas ciltli olanlar ve çok az etkili peelinglerden hoşlananlar bu peelingi sevebilirler. Ama benim gibi etkisini hissettirecek bir peeling arıyorsanız bu peeling sizi kesinlikle tatmin etmeyecektir. Hiç denemeyin bile.



Dediğim gibi ben bu peelingi yaklaşık altı ay önce satın aldım ve ilk bir kaç kullanımda sevmediğime kanaat getirmiştim ama ürünleri çok ekstra bir rahatsızlık hissetmediğim sürece kullanıp bitirmek gibi bir huyum olduğu için sonuna kadar kullandım ve sizin için yorumlarımı paylaştım. Şu an Garnierin Makyaj temizleme suyunun yanında hediye gelen ufak boy bir peelingini kullanıyorum. Muhtemelen o bitince Kiehlsın çok ince tanecikli peelingine bir şans vereceğim. Ya da Clarins de olabilir tam karar veremedim.

Şu an Loccitane’ın bu peelingi tam 95 tl’ye mağazalarda satılıyor. Ben bir daha kesinlikle satın almayı düşünmüyorum.

Sevgiler


Shopping Wizard

Golden Rose Velvet Matte Serisi 23 Numara Bordo Mat Ruj


Yeniden Merhaba!
                  
Golden Rose’un çıkarmış olduğu Velvet Matte serisini duymayan kalmadı sanıyorum ki. Bu popüler rujlar hakkında ben de iki çift söz söylemek istedim. Ben de bu rujların 02 ve 23 numaralı olanları var. Bugün sizlere koyu bir bordo rengi olan 23 numaradan bahsedeceğim.

Ben bu ruju Marsala renginin en popüler olduğu zamanlarda mat ve koyu bir bordo ruj ararken Golden Rose standındaki satıcının tavsiyesi üzerine tesadüf eseri aldım. Bu ruju aldığım zaman bu kadar popüler olabilecekleri aklıma hiç gelmemişti :)

23 numaralı renk pembe alt tonlu bir bordo. Kahve alt tonu içermiyor. Tam olarak mat yapılı bir bitişi var. Dudağa sürerken ekstra bir zorluk yaratmıyor ancak her koyu renk ruju sürerken gösterilen dikkati istiyor. Ben bazen dudak kalemi ile bazen ise dudak kalemi olmadan dikkatlice sürerek uygulayabiliyorum. Dudak kenarlarına akma yapmıyor ve oldukça kalıcı. Sabah sürdüğüm ruju dudağımda 3-4 saat rahatlıkla kalıyor. Yemek yersem üzerinden hafifçe tazeleyip güne devam edebiliyorum.


Ürünün tek kötü yanı sürerken tam homojen bir görünümü yakalamanın biraz zor olması. Bence bu ürünün tek kötü yanı bu. Homojen görünümü elde edebiliyorsunuz ama biraz uğraşarak. Bazı yerler bir ton açık kalarak biraz parçalı (patchy) bir görüntü yaratıyor.

Pek çok blogda  bu Velvet Matte Serisi MAC’in mat rujlarına muadil olarak gösteriliyor. Ancak ben bu parçalı görünümü dolayısı ile bu görüşe katılmıyorum. Bence uygun fiyatlı ürünler içinde MAC mat seriye en yakın olanı ama tam olarak bir muadil ürün değil.

Bu ufak kusuru saymazsak bence Türkiye’de alınabilecek, kolay ulaşılabilecek, uygun fiyatlı mat rujlar arasında kesinlikle en iyisi. Ben çok severek kullanıyrum ve mat ruj seven herkesin de oldukça seveceğine eminim.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere mat ruj sevenler!

Shopping Wizard



17 Ocak 2016 Pazar

Denedim - 'Pro Nail Express Manikür Seti - 9 dk'da Keratinli Manikür Mucizesi'

Tırnaklarının her daim mükemmel görünmesini hangi kadın istemez ki? Kozmetik sektöründeki diğer her alan gibi tırnak bakımı markaları da biribirinden farklı yüzlerce ürün çeşidiyle biz kadınlara bakımlı tırnaklar vaadediyor.

Düzenli olarak maniküre ve pediküre gitmek düşünüldüğü kadar da kolay bir şey değil. Maddi olarak bütçede ufak bir çöküntü yaratabilir. Hijyenik açıdan akıllarda soru işaretleri bırakabilir. Ve de çok kıymetli olan zamanımızın bir bölümünü kuaförde geçirmemize sebep verebilir. Peki ne yapacağız?

Ben kendi adıma kuaförlerde yapılan 'klasik' manikür ve pedikürden pek hoşlanmıyorum. Tırnak etlerinin dipten kesilmesi benim çok hoşuma gitmiyor ve kesinlikle tırnak etlerimi daha da sertleştirdiğini farkediyorum. Bu yüzden ben genellikle evde kendim Sally Hansen Instant Cuticle Remover ile aşk yaşıyor ve manikürümü basitçe hallediyorum. Benim için de gayet yeterli oluyor.

Geçen gün markette alışveriş yaparken bu manikür seti dikkatimi çekti ve denemek için satın aldım.


Ürün ufak, yassı bir plastik pakette satılıyor. Paketi açtığımızda içinden  çıkanlar şu şekilde:



Bir adet kağıt havlu (oldukça kalın ve sağlam) , bir çift keratinli eldiven, bir adet kağıt törpü ve bir adet portakal çubuğu.

Ürünün açıklama kısmında eldivenleri elinize geçirdikten sonra havluya sararak 7 dk beklemeniz gerektiği belirtilmiş. Ben havluya sarma kısmını atlayarak 10 dk kadar tuttum ellerimde. Bu sırada herhangi birşey yapabilirsiniz, eldivenlerin dış kısımları tamamen kuru ve hiçbiryere bulaşma olasılıkları yok. Ben bilgisayarda yazı yazdım mesela.
Eldivenler oldukça ince. Saç boyalarının yanında gelen ince, poşet eldivenler gibi. Ancak içlerinde oldukça yoğun miktarda keratinli bir krem var. Bütün parmaklarınızı, tırnak diplerinizi kaplıyor ve ek olarak da inanılmaz güzel kokuyor. Yakın görüntüsü şu şekilde:



Eldiveni yeterli süre elinizde beklettikten sonra eldivenin parmak uçlarını kesmeniz ve eldivenin kalan kısmı halen elinizdeyken portakal çubuğu ile tırnak etlerinizi ittirmeniz, grekli yerleri de tırnak pensi ile kesmeniz önerilmiş. Ben de aynen o şekilde yaptım. Tırnak etlerim oldukça yumuşamıştı rahatlıkla çubuk ile ittirdim. Ancak elimde eldivenler varken pens ile kesme kısmı biraz zor oldu. O yüzden ben bu kısmı eldivenleri çıkardıktan sonra yaptım.


Eldivenler ters yüz ederek çıkarılıyor ve içindeki bütün kremi elinize sürüyorsunuz. Uyarmalıyım ki oldukça fazla bir kremden bahsediyoruz. Yani ellerinizin bu keratinli karışımı emmesi için 10 dakika kadar beklemelisiniz. Ben o kadar sabırlı olmadığım için yaklaşık 5 dakika sonra ellerimde kalan kremleri ayaklarıma sürerek süreyi kısalttım :)

Krem tamamen emilince pens ile kesmek istediğim yerleri tekrar gözden geçirdim ve Voila! Manikürüm tamamlandı.

Peki üründen ne kadar memnun kaldım?

Evet manikürümü pratikleştirmesinden, ellerime verdiği yumuşaklıktan, muhteşem kokusundan çok hoşlandım. Ancak benim için olmazsa olmaz bir manikür seti değil. İşlev olarak Sally Hansen Instant Cuticle Remover ile aynı işi görüyor. 

Ama eğer Sally Hansen türü bir ürününüz yoksa bu manikür eldivenleri kurtarıcınız olabilir. Çünkü tırnakları suda bekletmekten çok daha pratik ve çok daha zevkli! Kış aylarında ultra koruyan ellere sahipseniz bu seti ayda bir-iki defa maske olarak da kullanabilirsiniz. Faydasını göreceğinize eminim.

Ben bu ürünü manikür yapmaktan ziyade kendimi şımartmak istediğim spa günlerimde kullanmayı düşünüyorum. Yüzüme bir kil maskesi, ayaklarımda parafinli çoraplarım, ellerimde keratinli eldivenler...Sonuçta yumuş yumuş mis kokan eller :)

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, kendinize çok iyi bakın!

Shopping Wizard





15 Ocak 2016 Cuma

Nivea Men Aftershave Balsam-Kozmetik Dünyasının Son Fenomeni!

Bu aralar kozmetik bloglarında ve youtube videolarında Nive Men Aftershave Balsamı sık sık görmüş olabilirsiniz. İlk bakışta anlam vermek biraz güç olsa da işin aslını öğrenince, bu traş sonrası serinletici balsamın makyaj videolarında ne işi olduğunu anlamak hiç de zor değil.

Nivea Aftershave Balsam yarı saydam, beyaz renkli, oldukça akıcı kıvamlı bir ürün. Ürünün asıl amacı erkeklerin traş sonrası gerginleşen ve hassaslasan ciltlerini yatıştırmak ve nemlendirmek. Ancak makyaj yapmadan önce cilde bir baz olarak uygulandığında makyajın kalıcılığını arttırıyor ve cilde sağlıklı bir parlaklık kazandırıyor.



Ben bu aftershave i ilk defa popüler makyaj youtuber ı Nikkitutorialsın bir videosunda görmüştüm. Bu ürünü de makyaj bazı olarak kozmetik dünyasına kazandıran da Nikki zaten. İzlediğim videoda Nikki bir sabah nemlendiricisi kalmadığı için erkek arkadaşının Nivea aftershave ini kullandığını ve o günkü makyajının yüzünde uzun saatler bozulmadan kaldığını farkettiğini anlatıyordu. Nikkinin diğer videolarında da favori ürünü olarak sürekli bu balsamı gösterdiğini görünce dayanamayıp ben de bir tane aldım ve denedim.


Bu balsamın makyajın kalıcılığını arttırmasındaki en önemli faktör içinde en çok bulunan ikinci maddenin gliserin olması. Gliserin zaten bütün makyaj bazlarının ana maddesi. Likit ve pudra formlu kozmetik malzemelerin cilde tutunuşunu arttırmaya yarıyor. Aftershave balsamın içindeki gliserin aslen erkek cildini nemlendirmesi ve pürüssüzleştirmesi amacıyla içeriği eklenmiş.

Peki bu balsam gerçekten de Nikkinin övdüğü kadar var mı? 

Cevap kesinlikle evet!

Bugüne kadarki favori makyaj bazım Smashbox markasına ait Photo Finish Primer olmuştur. Yağlı cildimde fondötenin daha uzun süre kalmasını sağlamış olan tek şey buydu. Nivea ile tanışana kadar. 



Peki ben bu makyaj bazını nasıl uyguluyorum?

Makyajdan önce yıkayıp nemlendirdiğim cildime, iki elimin arasında yayarak avuç içlerim ve parmaklarım ile uyguluyorum. İlk sürdüğünüzde kaygan ve pürüssüz bir his oluşturacaktır. Yüzünüze ellerinizle iyice yedirin ve cildin emmesini sağlayın. Bir süre sonra çok hafif bir yapışkanlık hissi duyacaksınız. Makyaj bazınız bu noktada hazır demektir. Üstüne fondöteninizi uygulayıp gün boyu rahat edebilirsiniz. Nivea aftershave balsamı nasıl uyguladığımı youtube kanalımdaki 'pratik günlük makyaj' videosunda da görebilirsiniz.


Ben yağlı ciltli biri olarak bu üründen çok memnun kaldım. Fondötenimin cildimde daha uzun süre kalmasını sağladı ve cildimin çok çabuk yağlanmasına engel oldu. Yağlı ciltlerin yanı sıra kuru ciltliler de bu balsamdan memnun kalacaklardır. Çünkü ilk sürdüğünüz anda cilde güzel bir nem veriyor.

Balsam tam 100 ml'lik bir cam şişede satılıyor. 100 ml! Bir ömür yeter diye düşünüyorum. Fiyatı yaklaşık 30 tl civarındaydı. Bu boyutta ve bu fiyata bir makyaj primeri piyasada bulunamaz diye düşünüyorum.

Ürünün tek eksi yanı olarak söyleyebileceğim şey ise ilk anda yoğun olarak hissedilen klasik erkek parfümü kokusu. Ancak bu koku o kadar uçucu ki 2-3 dk içerisinde tamamen kayboluyor ve bir daha da burnunuza kesinlikle gelmiyor.

Herkese önerir, yanaklarınızdan öperim.

Sevgiler.

Shopping Wizard.

Youtube kanalım: Shopping wizard

Instagram: Shoppingwizard